AİLEMİZMOTİVASYONPLANLAMA

GÜÇ SENDE

HER ZAMAN HER YERDE GÜÇ  SENDE …

Her zaman  hangi iş olursa olsun birilerinin en zor şartlarda bile en iyi sonuçları yakaladığı görülegelmiştir .Aslına bakarsanız ben sınava hazırlık sürecini de böyle görüyorum ister ÖSS  ister SBS’ ler kendinizi ne kadar güçlü hissederseniz hissedin bazen zayıf yanlarınız olduğunu bazen de güçsüz olduğunuzu hatırlarsınız  bazen ders çalışmak istemez  bazen  uyuyup kalmak ve bazen de sadece monoton bir dünyanın içinde bulursunuz kendinizi  ama  her ne olursa olsun  sınava hazırlanmak bazen küllerinden yeniden doğmayı zorunlu kılar .

Evet .., hayata sıfır gelsenizde  bir olarak ayrılmak , bir noktaya bir konuma  geldiğinizi yada geleceğinizi bilmek adına   kimler neler yapıyor bir bakalım mı ne dersiniz:

Mehmet Okur  ‘u tanıyorsunuz :

2 yaşında yakalandığı astımdan annesi Nimet Hanım’ın iksiriyle kurtuldu. Boyu yüzünden futbolu bırakıp basketbola merak saldı; sokakta keşfedildi. Ve yıl 2007, NBA All Star’a seçilerek hem ailesinin hem Türkiye’nin gururu oldu

Mehmet Okur, ilkokula başladığında Belediyede çalışan babası , “hayatın gerçekleriyle tanışsın ” diye türlü formüller düşündü. Sonunda kamyonette pazarlamacılık yapan bir akrabasının yanına verilen Memo, 13 yaşında kamyonetin şoförü olmuştu. Daha   sonra  Yalova Adliyesi’nin çay ocağı işini alan babası, Memo’yu da çırak olarak yanına aldı. Memo, küçücük elleriyle hâkim, avukat ve adliye memurlarına çay dağıtıyor, bulaşık yıkıyordu. Ama, Mehmet bu işi de çok sevdi.Bu sırada Mehmet’in hayatında değişen tek şey futboldan soğuması oldu. Çünkü 14 yaşında 1.93 boyuyla kale kendinden küçük kalmaya başlamıştı. Basketbola ilgi duymaya başladı.Basketbolda ilerlemek için elinden geleni yapıyor saatlerce çalışmak onun için büyük bir zevk haline geliyordu.Yapabileceği  en güzel şey ona göre basketboldu ve hem ailesi hem kendisi için sıfırdan kurtulabilmenin mücadelesini veriyordu.O sıralarda TRT, yeni yeni popüler olmaya başlayan NBA maçlarını yayımlıyordu. Televizyondan öğrendiklerini, sokakta uygulamaya çalışan Memo bir basketbol antrenörünün ilgisini çekti. Yaşı 14 olmasına rağmen, ailesi bu konuda Mehmet’i desteklemeye karar verdi.Profesyonel olarak basketbola Bursa’da Oyak Renault altyapısında başladı. Liseye de burada devam etti. 4 yıl burada oynadı. İkinci ligden birinci lige geçme sevincini aynı kulüpte yaşadı. Ardından transfer olduğu Tofaş’ta da ilk şampiyonluğunu tattı. İki yıl üst üste yaşadığı şampiyonluk sevincinden sonra Efes Pilsen’e geçti. Detroit Pistons ve Utah Jazz transferleri de peşinden geldi…

Mehmet Okur, profesyonel basketbola adım atana kadar zorluklarla büyüdü. Ailesi üzülmesin diye zevklerine yönelik maddi hiçbir isteğini dile getirmedi. Anne Okur o günleri, “Babasının tişörtlerini giydirdiğim zamanlar oldu. Çok sıkıntılar çektik. ” diye anlatıyor ve ekliyor  ‘’ ama Başardık…’’

Bir başka hikaye   Hande Yener:

Bakalım O ‘nun hikayesi nasıl başlamış? Aynen şöyle anlatıyor:

” Evliydim, bir tane çocuğum vardı, bir mağazada çalışıyordum, işimi de seviyordum ama “Ben bu değilim. Benim müzik yapmam gerekiyor, şarkı söylemeliyim” diyordum… Mudo’da tezgahtarlık yapıyordum. Çok da iyi bir tezgahtardım ben. Sosyalleşmemi, kendimi ilerletmemi, insanlarla bire bir diyalog kurabilmemi sağladı tezgahtarlık. Bir de tabii moda zevkimi ilerlettim. Ve sonra Mudo’dan, Ali Alta Moda’ya geçtim.
Ali Alta’ya geçersem daha çok ünlüyle karşılaşabilirim diye düşündüm, yeni açılmıştı, havalı bir mağazaydı, ünlülerin uğrama ihtimali oldukça yüksekti.

Bir gün dükkana Hülya Avşar geldi

Benim hayalim Sezen Aksu’ya vokalist olmaktı. 6 ay boyunca aradım durdum, nafile ulaşamıyorum. Mağazadaki kızlar da bana acıyor, sesimi de beğeniyorlar, ne kadar kıvrandığımı da görüyorlar. Hülya Avşar dükkana gelince, “Bizim Hande de çok güzel şarkı söyler” demişler. Beni çağırdı. 21 yaşındayım. Yalnızlık Senfonisi’ni söylemeye başladım. O günlerde pek meşhur. Dinledi beni ve “Tamam, ben seni arayacağım” dedi. Gerçekten de ertesi gün sabah 9’da aradı, “İşin tamam, ara Sezen’i” dedi, “Sana randevu verecek…”

Ve hiç unutmuyorum, 4’te gittim Sezen Aksu’ya. Nasıl heyecanlıyım. Orada da şarkı söyledim tabii. Daha doğrusu söyleyemedim, sözlerini unuttum. Ama aramızda güzel bir elektrik oluştu, beni arayacağını söyledi. 10 gün sonra da aradı. Ve ben mağazayı bıraktım. Ama kimseyle kötü ayrılmadım. Patronum bile “Yolun açık olsun” dedi, herkes hayallerimin peşinden gitmemi destekliyordu. Birdenbire Sezen Aksu’nun vokalisti olmuştum…

İki sene boyunca Sezen Aksu’nun hem asistanlığını yaptım hem de vokalisti oldum. Ve şunları öğrendim ki:

1- Otuz şeyi birden istemeyeceksin, hedefe kilitleneceksin

2- Ne istediğini bileceksin.

3- Israrcı olacaksın, ne olursa olsun yolundan dönmeyeceksin

  1. Havaya girip, kendini bir şey zannedip, sana verilen şansı tepmeyeceksin, en iyi şekilde değerlendireceksin. Ben mesela, Sezen gibi biriyle 2 sene çalıştım, 10 gün içinde bir takım hareketlerimden hoşlanmayıp beni yollayabilirdi ama ben o dönemini çok iyi değerlendirdim.

Bir şey olmak istiyorsan, çıraklık edeceksin. Sabredeceksin”

Hayatta başarmak her zaman zordur hani biz rehber öğretmenler hep diyoruz ya arkadaşlar önce hedef belirleyin diye  çünkü  hedef belirlemeden kendinize bir dünya yaratamıyorsunuz  sadece yaratılan dünyada yaşamak zorunda kalıyorsunuz  , rastlantı bir dünya mı  planlı ve hedeflenen bir dünya mı?

Bir filozofa sormuşlar: – “Şansa inanır mısınız?” Filozof:
– “Evet, yoksa sevmediğim insanların başarılarını neyle
açıklayabilirdim. ” demiş.

Hayatınızda başarıyı yakalamak adına aklınızdan çıkarmamanız gereken birkaç öneri:

Geleceği gözünüzde canlandırın: Gözlerinizi kapatın ve kendinizi gelecekte ne yapıyor olarak görmek istiyorsanız, onu yaparken canlandırın

Büyük  düşünmekten korkmayın: Geleceğiniz ile ilgili büyük düşünmekten korkmayın. Bu, kısa süreli başarısızlıklarınıza katlanmanızı kolaylaştıracaktır. Engeller, sizi durduramayacaktır. Çünkü, sizin gözleriniz büyük hedefe kilitlenmiş olacaktır.

Kendinizi  geliştirmek için çalışın kendinizi eğitin: Hedef ya da hayaliniz ile ilgili her şeyi öğrenin, okuyun, konuşun, dinleyin ve deneyin.

Başarı hikayelerini unutmayın kim nasıl başarmış: Etrafınızdaki insanların başarı hikayelerini okuyun. Günlük gazetelerde bile size ilham verebilecek, motive edecek ve harekete geçirecek düzinelerce küçük başarı hikayeleri var. Kütüphaneler, sıradan insanların sıra dışı hikayelerini anlatan biyografi ve otobiyografileri ile dolu. Hepsi, sizi başarıya ulaştırmak için raflarda heyecanla bekliyorlar.

Sürekli öğrenin : En önemli ders bu. Etrafınızdaki dünya hakkında sürekli öğrenmeye devam edin ve asla durmayın. Sizi ilgilendiren şeyler hakkında okuyun, dinleyin ve öğrenin.

Birden fazla hedefe aynı anda kiltlenmeyin: Aynı anda çok fazla hedef üzerinde çalışmayın.Çünkü isteseniz de başarmanız zor olacaktır.

Sahip olduğunuz şeylerin değerini bilin: Çünkü elinizdekiler sizi  çıkmak istediğiniz yere taşıyacak ana materyallerdir .

Ve arkadaşlar son cümlem:

Hayatınızda ,   kendi dünyanızda nerde olmak istediğinizi siz belirlersiniz

bir öğrenci, bir öğretmen, bir avukat ,bir doktor,bir mühendis yada

bir öğrenci bir asker ve  bir baba

yada bir öğrenci bir ev hanımı ve bir anne

Hangisi olmak isitiyorsunuz?